Tipik Bir Girişimcinin Dünyası ve Başarılı Girişimcilerin Özellikleri

Girişimcilik, kontrol altındaki kaynaklar hesaba katılmadan, iş fırsatlarının kovalanması, yaratılması ve değerlendirilmesine yönelik bir yönetim tarzıdır.
Girişimciliği ve başarılı bir girişimcinin sahip olması gereken özellikleri anlamak için, girişimcinin içinde bulunduğu çalışma ortamını iyi anlamakta fayda var. Tipik bir girişimcinin içinde yaşadığı dünyayi , aşağıda açıkladığım 4 temel özellik tanımlar.
Ciddi anlamda belirsizlik ortamı:
Bunlardan ilki girişimcinin çalışma ortamının belirsizliklerle dolu oluşudur. Girişimciler genellikle yeni bir işe soyundukları için, belirsizlikler çalışma hayatlarının önemli bir parçasıdır. Girişimcinin karşılaştığı belirsizlikler, teknolojik belirsizliklerden tutun da, potansiyel talebi kestirme güçlüklerine, ürünlerin pazar kabulünün tahmin edilemezliğine, rakip tepkilerinin bilinemezliğine, girişimin insan kaynaklari ihtiyacı veya finansal fonlamada karşılaştığı tüm belirsizliklere kadar sayısız bilinmeyeni içerir.

Hızlı büyüme ortamı:
Girişimciler, genellikle, hızlı büyüyen veya hızlı büyüme potansiyeli olan piyasalara girmeyi tercih ederler. Yeni bir girişimin getirisi, ancak hızlı büyüyen piyasalarda, söz konusu yüksek belirsizliklere kıyasla, yeterli olabilir. Başarılı girişimlerde yılda %30 ila %60 arası büyüme oranları olağandır. Tabii böyle bir ortamda girişimci, yeterli insan gücünü firmaya cezbetmek, yeterli ham madde tedariki, yeterli dağıtım kanalı bulmak, ve girişimin kontrolden çıkmaması için yeterli alt yapı kurulması gibi sorunlarla cebelleşmek zorunda kalacaktır.

Köklü ve radikal değisim ortamı:
Girişimciler, genellikle, köklü ve radikal değişimin, inovasyonların yaratıcılarıdır. Bu değişimin kaynağı ürün veya üretim teknolojisinde, dağıtım yöntemlerinde, kullanılan iş modelinde ve organizasyon yapısında, veya endüstrinin yapısındaki değişiklikler olabilir. Yeni bir endüstri veya pazar yaratabilmiş birçok girişimcinin

, tarihe geçtiğini hepimiz biliyoruz. Özünde, girişimcilik bilinen ve alışılmıştan, sadece girişimcinin zihninde oluşan bir dünyaya yapılan bir yolculuktur.

Son derece kısıtlı kaynak ortamı:
Girişimciler, şirketlerini son derece kıt beşeri ve finansal kaynaklarla yönetmek zorundadırlar. Bunun temel sebebi, şirkete borç veya sermaye sağlayan finansörlerin, aldıkları riski asgariye indirmek için şirketteki yatırımlarını sınırlı tutmalarıdır. Genellikle finansörler, ancak oluşumlar başarı olasılığını doğrulayıcı sinyaller verdikçe, yeni girişime etap etap gıdım gıdım fon sağlayarak risklerini kontrol altında tutarlar.

Sözün kısası girişimcilerin dünyası, belirsizliklerle dolu, hızlı büyüyen, köklü ve radikal değişikliklerin olduğu kıt kaynaklı bir dünyadır. Tabiatıyla başarılı girişimciliğin temel koşulu böyle bir ortama uyum sağlamak, böyle bir ortamda kendini rahat hissedebilmektir.
İçinde bulundukları ortamın sonucu olarak, klasik bir idareciye kıyasla, farklı bir yönetim yaklaşımı sergileyen girişimcilerin özellikleri şöyle sıralanabilir:

Başarılı girişimci herşeyden önce fırsat güdümlüdür. Girişimcinin temel motivasyonu devamlı bir fırsat arayışı içinde oluşudur. Girişimci, gözlemlediği her olayda bir fırsat görmeye çalışır. Klasik yöneticiler , firmalarının mevcut kaynakları ve becerileriyle girişecekleri iş fırsatlarını sınırlarken, girişimci yöneticiler, firmalarının kaynak veya beceri sınırlamalarından bağımsız olarak yeni fırsatlara odaklanırlar. Gerekli kaynak ve beceriyi yaratmak, girişimci yönetici için çözülebilecek ve üstesinden gelinebilecek bir sorundur.

Başarılı girişimciler nakit (ve her turlü kaynak) tasarrufuna odaklıdırlar. Kıt kaynak ortamı, girişimciyi doğal olarak, tutumlu olmaya, parayı elde tutmaya, ve kaynaklara sahip olmaktansa, kaynakları kullanabilme hakkını elde etmeye teşvik eder. Başarılı girişimci kaynakları kontrol edip kullanabilmek için onların sahibi olmaları gerekmediğinin idrakindedir. Bu sebeple, girişimciler bir ekipmanı satın almaktansa kiralamayı, elemanları maaş yerine komisyon bazında çalıştırmayı tercih ederler. Girişimci yöneticiler, paradan tutun da insan ilişkilerine kadar,hiçbir seyi boşuna kullanmazlar.

Girişimciler karşılıklı menfaat yönetiminde de çok beceriklidirler ve bu becerileri sayesinde başkalarının sahip oldukları kaynakları kullanmayı tercih ederler; başkalarının parası, başkalarının yetenekleri, başkalarının fikirleri gibi. Başka bir özellikleri de pastayı nasil bölüştükleri ile ilgilidir. Yetenekli bir girişimci, herseyden önce pastayı büyütmeye odaklı olduğundan , girişim içi ve dışındaki paydaşları ile pastayi bölüşme konusunda cömerttir. Takım elemanlarını neyin motive edeceğini de çok iyi bildiği için nabza gore şerbet vermesini çok iyi bilir.

Başarılı bir girişimcinin diğer bir özelliği ise sahip oldukları yüksek doz aciliyet duygusudur. Başarılı girişimciler bugünün işini kesinlikle yarına bırakmazlar. Çabuk karar alır; kararlarını çabuk uygularlar. Bunu, herşeyden önce hedefledikleri iş fırsatlarını zamanında değerlendirebilmek için yaparlar. Diğer yandan, hızlı hareket ederek bir an önce elle tutulur gözle görülür gelişme göstermeleri, borç ve özsermaye cezbedebilmeleri için de önemlidir. Nihayet girişimci, boşa geçen zaman süresince şirketin masraf yapmaya devam edeceği bilincinde olduğundan, tipik yerleşik şirket yöneticilerine kıyasla çok daha tez canlı olmak zorundadır.
Klasik bir yönetici, değişik risk ve getiri içeren bir proje portföyü ile ilgilenir. Diğer bir deyişle onun için her yeni girişim, portföydeki projelerden sadece bir tanesidir. Tek bir projeye odaklı olmadıkları için, projeyi sahiplenme duyguları çok güçlü değildir. Buna mukabil başarılı bir girişimci, projesine odaklıdır ve projeyi tam anlamıyla sahiplenir. Ne de olsa, girişimcinin iş hayatı ve geleceğinin tamamı, söz konusu projedeki başarısına bağımlıdır. Başarılı bir girişimci, projesini kayıtsız şartsız sahiplenir ve tamamiyle girişimine odaklanır. Projesiyle yatar projesiyle kalkar. Girişimci projeyle özdeşleşir. Dolayısıyla, büyük bir firmada yeni bir proje yöneticisi, kolay kolay, ticari geleceği tamamen üzerinde çalıştıkları projeye bağlı olan bir girişimci kadar, projesine sahip ve projesine odaklı olamaz.

Başarılı girişimciler, yetki ve sorumlulukların kesin olduğu katı hiyerarşik organizasyonel yapılar yerine, sık değiştirdikleri esnek yapıları kullanma eğilimlidirler. Girişimci organizasyon yapılarında, esneklik, hiyerarşik seviye azlığı olduğu kadar , hiyerarşik ilişkiler yerine, formel olmayan “network” ve ilişkilerin varlığı daha sık görünür. Girişimciler sonuç almaya odaklı olduklarından, şirketlerinde katı görev tanımları yapmazlar. Her çalışanın, projenin her yönüyle ilginebileceği esnek organizasyonları tercih ederler. Herkesin herşeyden mesul olduğu bir ortamda sonucu etkileyecek hiçbir konu kolay kolay hasır altı edilemez. Tabii ki bu durumda girişimcinin hüneri, herkesin herşeyden mesul olduğu kaotik bir çalışma ortamında, hiç kimsenin hesap vermekle yükümlü olmadığı, hiç kimsenin mesuliyet kabul etmediği bir kültürün oluşmasını engellemektir. Birçok girişimci, bu sorunu, yaptığı işi bir başkasına devreden her çalışanın, işin yapılması ve takibinden , en az işi devrettiği kişi kadar sorumlu sayıldığı bir organizasyon kültürünü yaratarak halleder.

Maddi ve manevi varlığının büyük kısmını elindeki iş fırsatına yatırmış bir girişimci, çalışanlarını ödüllendirmeyi müdürlerin altındaki eleman adedi gibi yönetici kontrolündeki kaynakların büyüklüğüne değil, yöneticilerin girişime parasal katkı sağlama performanslarına göre yapar. Girişimci herşeyini, parası dahil, bu işe adamışsa, tabiidir ki ödüllerin aslan payı girişimin getirisini arttıran veya riskini azaltan müdürlerin olacaktır. Girişimci sadece projeye artı değer sağlıyanları ödüllendirir.Kurumsal şirketlerde olduğu gibi, imparatorluklarını en fazla büyütmeyi becermiş yöneticileri değil.
Başarılı girişimciler ile seri katiller arasında nasıl bir benzerlik vardır biliyor musunuz?
Seri katiller işledikleri her yeni cinayetin ardından başka bir cinayetin planlarını yapmaya başlarlar. Aynı şekilde başarılı girişimciler de sürekli olarak her girişim serüveninden sonra, bir başka girişim fırsatını görmeye, yakalamaya, yaratmaya, ve değerlendirmeye çalışırlar. Seri girişimciler, seri katillerin her insanı yeni bir kurban görmeleri gibi, dünyadaki her olgu ve değişimde olası bir fırsat görürler. Çevrenizdeki başarılı girişimcileri gözlemlediğinizde bir çoğunun, bir iş fırsatından diğerine atladıklarını görürsünüz. Her girişim fırsatı girişimcinin adrenalini pompalar ve onu heyecanlandırır.

İyi bir girişimci, değerlendirmeye çalışacağı fırsatların seçiminde, bu girişimde elde edebileceği başarının yanısıra, girdiği işin, yeni iş fırsatları doğurma özelliğini de içermesine çalışır. Örneğin, küçük ve orta boy işletmelere (KOBİ’lere) hıtabeden, başarılı bir dergi çıkaran bir girişimci, abonelerinin başka ihtiyaçlarını tatmin etmeye yönelik diğer fırsatları da değerlendirmeye çalışır: Kobilere uygun seminerler, yönetim kitapları, danışmanlık hizmetleri , video pazarlaması gibi. Başarılı girişimler, böylece daha başka başarılı girişimleri doğurur.

Yetenekli bir girişimci geniş bir kişisel “network” e sahiptir. Girişimcilikte başarılı olmak isteyenler kendilerine mümkün olduğunca geniş bir çevre yaratmalıdır. Başarılı girişimciler çevrelerini genişletmek için her türlü sosyal etkinliği değerlendirirler. Kime, ne için, ne zaman ihtiyaçları olacağını önceden kestiremediklerini bildiklerinden mümkün olduğunca çok sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşlarında faal üye olarak rol alırlar. Unutmayın ki başarıyı yakalayan girişimciler, bir yandan giriştikleri konuyu iyi bilirler, diğer yandandan da giriştikleri iş sahasında iyi tanınırlar.

Birkaç yıl önce, birbiri ile çeşitli iş ilişkileri olan bir arkadaş gurubu ile yemeğe çıktık. ‘Biz ne vesileyle tanışıp arkadaş olduk? ’ diye bir konu açıldığında hepimizin başı girişimcilik yönü çok kuvveti olan bir arkadaşımıza döndü. Evet gerçekten hepimizi masadaki arkadaşlardan tek bir tanesi tanıştırmış ve hepimiz onun sayesinde birbirimizle iş yapar olmuştuk. Bir bakıma biz bir arkadaş gurubu oluşturmamıştık; bir arkadaşımızın çevresine davet edilmiştik. Bu arkadaşımız hepimizi tek tek, projelerinde iş birliğine davet etmişti. Yetenekli girişimcilerin geniş bir ‘katvizit koleksiyonu’ vardır. Çok kişiyi tanırlar; çok kişi de onları tanır.

Gerçek girişimciler sıkılgan ve utangaç tipler değildirler. Bilakis son derece girişken ve yetenekli satıcılardır. Çok başarılı bir girişimci bana girişimcilikte en önemli yeteneğin satıcılık olduğunu söylemişti. Ne de olsa bir girişimci önce kendini , sonra fikirlerini, müşterilere, tedarikçilere, dağıtım kanallarına, yatırımcılara, olası ortaklarına, kuracağı yönetim takımına ve piyasaya satabilmek zorundadır. İyi bir satıcı olabilmenin iki önemli şartı empati, yani olaya müşterinin bakış açısıyla bakabilme yeteneği, ve başarısızlıktan yılmayan güçlü kişilik başarılı girişimcilerin çoğunun kişilik yapısında mevcuttur.

Başarılı girişimcilerin geçmişini incelediğimizde genellikle kendilerine diğer başarılı girişimcileri rol modeli olarak seçtiklerini görürüz. Örneğin, Türkiye’nin en başarılı girişimcilerinden biri, bir banka şube müdürü iken 38 yaşında girişimci olmaya karar verdiğinde, başarısını bazı banka müşterlerini rol modeli olarak seçmesine bağlamıştır. Hepimiz bir banka müdürü kadar değişik endüstrilerde başarılı olmuş girişimci iş adamlarını tanımak lüksüne sahip değiliz. Ama en azından başarlı girişimcilerin hayat hikayelerini okuma ve onların yaşamlarından ders çıkarma imkanına sahibiz. Girişimci olmak isteyenlere rahmetli Vehbi Koç ve Üzeyir Garih’in kendi hayat hikayeleri ve deneyimleri ile ilgili kitaplarını tavsiye ederim. Nancy Koehn’un “Brand New” adlı kitabı da girişimci olmak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir çalışma. Koehn kitabında, 6 dünya çapında girişimcinin ,Wedgewood, Heinz, Marshall Field, Estee Lauder, Howard Schultz ve Michael Dell’in başarı öykülerini anlatıyor.

İktisatçılar girişimciyi risk üstlenen kişi olarak tanımlarsa da, girişimciyi risk almayı seven bir kumarbaz olarak düşünmek doğru olmaz. Aklı başında hiçbir insan, bile bile, risk üstlenmeye çalışmaz. İyi bir girişimci risk alır ama üstlendiği riskin hesabını yapar. Başarılı girişimciler mümkün olduğunca getiriyi kendilerine yönlendirmeye , iş risklerini ise başkalarına yüklemeye çalışırlar. Bir bakıma, risk almaya değil risk satmaya odaklanırlar. Kuşkusuz, yeni kurulan her işte risk kaçınılmazdır. Fakat tanıdığım başarılı girişimcilerin çoğu, bu kaçınılmaz riski iyi yöneterek, asgariye indirmeyi amaçlar. Risk yönetim becerisi bır girişimcinin önemli özelliklerinden biridir. Gerçek girişimciler riski asgariye indirmek için önden yapılması gereken yatırımı asgariye indirdikleri gibi, girişimdeki sabit maliyetleri de değişken maliyetlere çevirerek, başa baş noktalarını mümkün olduğunca aşağıya çekerler.

Nihayet başarılı bir girişimci, girişim sürecini yönetme konusunda yeteneklidir. Bu süreç girişimcinin bir fırsatı farkına varmasıyla başlar. Süreç bu fırsatı değerlendirmek için gerekli kaynakların tesbiti ve girişimcinin bu kaynaklar üzerinde kontrol tesisi ile devam eder. Daha sonra girişimci projeyi büyütme amacıyla yönetir. Nihayet, kanımca en önemlisi, girişimci için hasat vakti gelir ve başarısını paraya dönüştürür. Sürecin son aşamasında girişimci kendisini uzun günler ve geceler ayakta tutan çabaların mükafatına kavuşur. Nitekim bu sebeple, projeye para yatıracak yatırımcılar projede bir “exit” stratejisinin, hatta birkaçının varlığını ararlar.
Görüldüğü üzere, özellikle içinde bulundukları ortamın şartlarının sonucu olarak, klasik bir yöneticiye kıyasla, başarılı girişimcilerin yönetim davranışları önemli farklılıklar içerir; içermesi gerekir.

Düşünce ve Eleştirileriniz?

techstat